27 Haziran 2012 Çarşamba

Dark Shadows | Karanlık Gölgeler




Zengin bir oyuncu kadrosu ve gotik filmleri ile nam salmış ünlü yönetmen Tim Burton’dan fantasik film, Dark Shadows. Johnny Depp başrolde. Johnny’nin yanı sıra Tim’in eşi Helena Bonham Carter, Eva Green, Michelle Pfeiffer gibi ünlü oyuncularımız da var. Kadro harika, yönetmen zaten harika ama film, ne yazık ki bekleneni vermemiş!
Dark Shadows, aslında 1966-1971 yılları arasında abc kanalında yayınlanan bir diziydi. Tim Burton da bunu beyaz perdeye taşımış. Filmin görselleri güzel, oyuncular iyi, hikaye zaten iyi ama olmamış… Beklenen etkiyi vermedi açıkçası. Yeterince Dramatize edilememiş, yeterince korku hissettirilememiş, yer yer komediye varmış iş. Farklı duygular bir arada bulundurulunca iyi bir karışım olmamış. Açıkçası Sweeney Todd gibi bir filmden sonra Dark Shadows, Tim gibi bir yönetmen için adeta “düşüş”oldu. Film, Internet Movie Database (IMDb) sitesindeki oylamasından da anlaşılacağı üzere genel kitleye  kendini sevdirememiş. (bkz: 6.5)
Yine de izlenmeyecek kadar kötü olduğunu iddia etmiyoruz. Gayette izlenebilecek, çerezlik güzel bir filmdir. Konuşan Blog’da filme kendi notunu vererek iyi seyirler diler.
Puan: 6

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kurtuluş Son Durak





Acı gerçeğin ve mizahın iyi harmanlandığı Kurtuluş Son Durak, oyuncu kadrosuyla da zengin bir görsel şölen sunmuş.

Filmin izlenilmeyecek bir yanı yok bence, gayet güzeldi. Hem hüzünlendirdi hem de güldürdü. Tabii kadına şiddetin böyle mizahi bir yolla seyirciye sunuluş biçimini yadırgamadım değil önce. Son zamanlarda giderek artan kadın ölümlerinin boyutunu düşününce ne kadar ciddi bir konu olduğunu görüyoruz. Ama burada mizahi bir şekilde verilmesinin bir amacı var. Seyirciyi güldürmekten çok şiddete maruz kalmayı yadırgamayan, aksine kanıksayan bir kadın topluluğun "kocalarımız, severler de döverler de" anlayışını öğretici yolla yıkmaya çalışırken moral aşılamış. Bir nevi manevi destek. Yani güldürürken düşündürmüşler. Bu yönden tebrik edilesi.


15 Aralık 2011 Perşembe

50 İlk Öpücük

"Yüzyılın en romantik komedi filmi!" -Konuşan Blog






Filmi izleyeli sene oluyor (bkz. 2004). Dvd raflarını gezerken filme rastladığımda gülümsedim. (Aklıma gelmişken blog'a da yazayım dedim) İzlediğim en iyi romantik komedi filmlerinden biriydi ve filmlerin kalitesi konusunda bana güvenebilirsiniz. 


Konusunu anlatmayacağım, sadece alıp izlemenizi öneriyorum. (Konusunu internetten de araştırmayın bence) Bittiğinde etkilenmediğinizi iddia ederseniz Konuşan Blog'un boş konuştuğunu rahatlıkla söyleyip bu Blog'u ilgili merciilere şikayet edebilirsiniz :P Yok etkilenirseniz, tecrübeli bir filmkolik olarak sizin memnuniyetinizden memnuniyet duyarım.

11 Aralık 2011 Pazar

Twilight: Şafak Vakti


Film başlamadan önce, reklamlarda Taylor Lautner ve Kristen Stewart'ın yeni filmlerine dair fragmanlar vardı. İkisi de konusu güzel bir filmde rol alıyor; biri Pamuk Prenses, diğeri kimliksiz bir genç adam. Taylor'un rolünü aldığı filmin birçok benzeri var aslında konu olarak. O yüzden Kristen'ın filmi özgünlük açısından daha ağır basıyor. Taylor Lautner'ın filmini izleyeceğim bu arada imkanım olursa. Sevdiğim aktris ve aktörler vardı çünkü. Harry Potter da sevilen karakter Lucius Malfoy (Jason Isaacs) ve Avatar da karşımıza çıkan Doktor Grace (Sigourney Weawer) bence de izlenmeli!


Şimdi film başlıyor.


Açıkçası girişi pek başarılı bulmadım. Bana sanki bir dizi yarım kalmış da oradan devam ediyormuş hissi verdi düpedüz. Bir sinema filminin olması gerektiği gibi etkileyici değildi.


Şafak Vakti çıkmadan evvel epey konuşuldu durdu. İşte sevişme sahneleriydi, öpüşmeydi vs. serinin hayranları tarafından ne hikmetse çok merak edildi. Sevişme sahnelerine geldik, gördük. Cidden bir şey yok. Ortada sevişme falan olduğuna inanmazsınız bile.

18 Kasım 2011 Cuma

Ölümsüzler: Tanrıların Savaşı (Immortals)


 300 Spartalı filminin yapımcılarından, Ölümsüzler.


Açık söyleyeyim 300 Spartalı'yı doğru düzgün izleyebilmiş değilim, o yüzden ikisi arasında karşılaştırma yapamayacağım; ancak anladığım kadarıyla görsellerde benzerlik var.


Evet, gerek görselleriyle gerek makyajlarıyla gerekse kostümleriyle iyiydi. Peki bunlar bir film için temel unsurlar mıdır veya bir filmi "iyi" yapmaya yeten ögeler midir? Tabii ki hayır. Konu sağlam olsun ki, bu yukarıda saydıklarımla beraber ortaya "çok iyi film" çıksın ya da "tatmin edici".

Yüzyılın Fırtınası - Stephen King




Korku edebiyatının usta kalemi, Stephen King'den ilginç bir kitap.

Bir roman değil, tv senaryosu olarak yazılmıştır. Yani kitabı açıp sayfaları şöyle hızlıca geçtiğinizde tek tük yazılar görürsünüz, dolu dolu değildir kitabın içi. Çünkü bu, senaryodur.
Okunmak için yazılmamış; ama yine de basmış kitabevleri. Ben roman zannettiğimden almıştım, haliyle bu ilginç yazım türünü okurken şaşalamam gerek ama hazırlıklıydım çünkü ÖNSÖZ'ünü okuyarak başladım. Hani sizin sıkıcı bulup da atladığınız yazar'ın okurlara hitap ettiği bölüm var ya işte o.

14 Kasım 2011 Pazartesi

Aşk



"Aşk, sizi şaşırtacak!" -Konuşan Blog

Oldukça şaşırttı açıkçası. Beklemediğim bir kurgu beni bekliyormuş meğersem. Sanmıştım ki bu kitap esas kız ile esas oğlan'ın destansı aşkı, sanmıştım ki film gibi bir roman beni bekler.
Yanılmışım, çok yanılmışım...
Ve Aşk, 2009 yılında raflara çıkıp da en çok satanlar listesine girince ön yargıyla bakmıştım. Öyle bir ön yargı ki, "Neden insanlar aşk'tan başka şeylerle ilgilenmez ki!" demiş, büyük bir cahillik ederek burun kıvırmış, belki de aşka olan gizli nefretimden onu okumayı reddetmiştim. Şimdi pişman mıyım? Çok.

Ama benim ön yargı ile bakmama sebep olan bir diğer şey daha vardı. Kapak. İncecik bir çiçek yaprağı, kalp şeklinde ve her taraf pembe. Hatta yaprak bile açık bir pembe. Pembeyi de sevmem hiç. Belki de esas kız-oğlan aşkıdır diye düşünmeme sebep olan da kapaktı, pembe idi. Belki pek çok insan da benim gibi düşünerek okumamıştır, hala okumayan da vardır bence ki, geçenlerde kitaptan öyle bahsetmiş ve etkilendiğimi açıkça belli etmiş olmalıyım, bir arkadaş okumaya başladığını söyledi.

Siz de bu satırlarımı okurken Allah Allah, diyorsunuz belki de. "Nasıl bir kitapmış bu?"


Şöyle anlatayım izninizle;

Dark Shadows | Karanlık Gölgeler

Gönderen Konuşan Blog On 12:36 1 yorum



Zengin bir oyuncu kadrosu ve gotik filmleri ile nam salmış ünlü yönetmen Tim Burton’dan fantasik film, Dark Shadows. Johnny Depp başrolde. Johnny’nin yanı sıra Tim’in eşi Helena Bonham Carter, Eva Green, Michelle Pfeiffer gibi ünlü oyuncularımız da var. Kadro harika, yönetmen zaten harika ama film, ne yazık ki bekleneni vermemiş!
Dark Shadows, aslında 1966-1971 yılları arasında abc kanalında yayınlanan bir diziydi. Tim Burton da bunu beyaz perdeye taşımış. Filmin görselleri güzel, oyuncular iyi, hikaye zaten iyi ama olmamış… Beklenen etkiyi vermedi açıkçası. Yeterince Dramatize edilememiş, yeterince korku hissettirilememiş, yer yer komediye varmış iş. Farklı duygular bir arada bulundurulunca iyi bir karışım olmamış. Açıkçası Sweeney Todd gibi bir filmden sonra Dark Shadows, Tim gibi bir yönetmen için adeta “düşüş”oldu. Film, Internet Movie Database (IMDb) sitesindeki oylamasından da anlaşılacağı üzere genel kitleye  kendini sevdirememiş. (bkz: 6.5)
Yine de izlenmeyecek kadar kötü olduğunu iddia etmiyoruz. Gayette izlenebilecek, çerezlik güzel bir filmdir. Konuşan Blog’da filme kendi notunu vererek iyi seyirler diler.
Puan: 6

Kurtuluş Son Durak

Gönderen Konuşan Blog On 05:11 0 yorum




Acı gerçeğin ve mizahın iyi harmanlandığı Kurtuluş Son Durak, oyuncu kadrosuyla da zengin bir görsel şölen sunmuş.

Filmin izlenilmeyecek bir yanı yok bence, gayet güzeldi. Hem hüzünlendirdi hem de güldürdü. Tabii kadına şiddetin böyle mizahi bir yolla seyirciye sunuluş biçimini yadırgamadım değil önce. Son zamanlarda giderek artan kadın ölümlerinin boyutunu düşününce ne kadar ciddi bir konu olduğunu görüyoruz. Ama burada mizahi bir şekilde verilmesinin bir amacı var. Seyirciyi güldürmekten çok şiddete maruz kalmayı yadırgamayan, aksine kanıksayan bir kadın topluluğun "kocalarımız, severler de döverler de" anlayışını öğretici yolla yıkmaya çalışırken moral aşılamış. Bir nevi manevi destek. Yani güldürürken düşündürmüşler. Bu yönden tebrik edilesi.


50 İlk Öpücük

Gönderen Konuşan Blog On 03:47 2 yorum
"Yüzyılın en romantik komedi filmi!" -Konuşan Blog






Filmi izleyeli sene oluyor (bkz. 2004). Dvd raflarını gezerken filme rastladığımda gülümsedim. (Aklıma gelmişken blog'a da yazayım dedim) İzlediğim en iyi romantik komedi filmlerinden biriydi ve filmlerin kalitesi konusunda bana güvenebilirsiniz. 


Konusunu anlatmayacağım, sadece alıp izlemenizi öneriyorum. (Konusunu internetten de araştırmayın bence) Bittiğinde etkilenmediğinizi iddia ederseniz Konuşan Blog'un boş konuştuğunu rahatlıkla söyleyip bu Blog'u ilgili merciilere şikayet edebilirsiniz :P Yok etkilenirseniz, tecrübeli bir filmkolik olarak sizin memnuniyetinizden memnuniyet duyarım.

Twilight: Şafak Vakti

Gönderen Konuşan Blog On 23:25 0 yorum

Film başlamadan önce, reklamlarda Taylor Lautner ve Kristen Stewart'ın yeni filmlerine dair fragmanlar vardı. İkisi de konusu güzel bir filmde rol alıyor; biri Pamuk Prenses, diğeri kimliksiz bir genç adam. Taylor'un rolünü aldığı filmin birçok benzeri var aslında konu olarak. O yüzden Kristen'ın filmi özgünlük açısından daha ağır basıyor. Taylor Lautner'ın filmini izleyeceğim bu arada imkanım olursa. Sevdiğim aktris ve aktörler vardı çünkü. Harry Potter da sevilen karakter Lucius Malfoy (Jason Isaacs) ve Avatar da karşımıza çıkan Doktor Grace (Sigourney Weawer) bence de izlenmeli!


Şimdi film başlıyor.


Açıkçası girişi pek başarılı bulmadım. Bana sanki bir dizi yarım kalmış da oradan devam ediyormuş hissi verdi düpedüz. Bir sinema filminin olması gerektiği gibi etkileyici değildi.


Şafak Vakti çıkmadan evvel epey konuşuldu durdu. İşte sevişme sahneleriydi, öpüşmeydi vs. serinin hayranları tarafından ne hikmetse çok merak edildi. Sevişme sahnelerine geldik, gördük. Cidden bir şey yok. Ortada sevişme falan olduğuna inanmazsınız bile.

 300 Spartalı filminin yapımcılarından, Ölümsüzler.


Açık söyleyeyim 300 Spartalı'yı doğru düzgün izleyebilmiş değilim, o yüzden ikisi arasında karşılaştırma yapamayacağım; ancak anladığım kadarıyla görsellerde benzerlik var.


Evet, gerek görselleriyle gerek makyajlarıyla gerekse kostümleriyle iyiydi. Peki bunlar bir film için temel unsurlar mıdır veya bir filmi "iyi" yapmaya yeten ögeler midir? Tabii ki hayır. Konu sağlam olsun ki, bu yukarıda saydıklarımla beraber ortaya "çok iyi film" çıksın ya da "tatmin edici".

Yüzyılın Fırtınası - Stephen King

Gönderen Konuşan Blog On 02:55 0 yorum



Korku edebiyatının usta kalemi, Stephen King'den ilginç bir kitap.

Bir roman değil, tv senaryosu olarak yazılmıştır. Yani kitabı açıp sayfaları şöyle hızlıca geçtiğinizde tek tük yazılar görürsünüz, dolu dolu değildir kitabın içi. Çünkü bu, senaryodur.
Okunmak için yazılmamış; ama yine de basmış kitabevleri. Ben roman zannettiğimden almıştım, haliyle bu ilginç yazım türünü okurken şaşalamam gerek ama hazırlıklıydım çünkü ÖNSÖZ'ünü okuyarak başladım. Hani sizin sıkıcı bulup da atladığınız yazar'ın okurlara hitap ettiği bölüm var ya işte o.

Aşk

Gönderen Konuşan Blog On 01:05 0 yorum


"Aşk, sizi şaşırtacak!" -Konuşan Blog

Oldukça şaşırttı açıkçası. Beklemediğim bir kurgu beni bekliyormuş meğersem. Sanmıştım ki bu kitap esas kız ile esas oğlan'ın destansı aşkı, sanmıştım ki film gibi bir roman beni bekler.
Yanılmışım, çok yanılmışım...
Ve Aşk, 2009 yılında raflara çıkıp da en çok satanlar listesine girince ön yargıyla bakmıştım. Öyle bir ön yargı ki, "Neden insanlar aşk'tan başka şeylerle ilgilenmez ki!" demiş, büyük bir cahillik ederek burun kıvırmış, belki de aşka olan gizli nefretimden onu okumayı reddetmiştim. Şimdi pişman mıyım? Çok.

Ama benim ön yargı ile bakmama sebep olan bir diğer şey daha vardı. Kapak. İncecik bir çiçek yaprağı, kalp şeklinde ve her taraf pembe. Hatta yaprak bile açık bir pembe. Pembeyi de sevmem hiç. Belki de esas kız-oğlan aşkıdır diye düşünmeme sebep olan da kapaktı, pembe idi. Belki pek çok insan da benim gibi düşünerek okumamıştır, hala okumayan da vardır bence ki, geçenlerde kitaptan öyle bahsetmiş ve etkilendiğimi açıkça belli etmiş olmalıyım, bir arkadaş okumaya başladığını söyledi.

Siz de bu satırlarımı okurken Allah Allah, diyorsunuz belki de. "Nasıl bir kitapmış bu?"


Şöyle anlatayım izninizle;