18 Mayıs 2011 Çarşamba

Piyanist (The Pianist)

“Korkak bir Piyanist… Korkaklar asla sevilmez.” – Konuşan Blog
Film 3 dalda Oscar almış; En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo
Konumuz Nazi döneminde Yahudilere yapılan haksız muameleler. Bu dönemi yaşayan Piyanist’i hiç ama hiç sevmedim ben. Mücadeleci değil, bir korkak. Yoldaşlarına yardım etmeye korkarak kamptan kaçan bir Piyanist bu. Her ne yaşıyorsan yaşa ama asla kaçma. Hele seninle aynı şeyleri yaşayan insanları yarı yolda asla bırakma… Gel gör ki, adamımız bundan yana değil. Kendi canının derdine düşmüş.
Adrien Brody, bu korkak Piyanist’i ustalıkla canlandırmış. Aldığı ödülü sonuna kadar hak ediyor.
Lakin ben filmin genelini sevmedim çünkü fazla yavaş ve bazı sahneler bıktırıcı. Örneğin, Piyanist’in saklandığı ev. Burada, dışarda olup bitenleri yarı aralık perdenin arkasından izleyip duruyor ve biz kayda değer bir şey göremiyoruz. Zaten adamın korkak olması yeterince usandırıcı… Gerçek yaşantıdan olması filmi etkileyici kılıyor elbette ancak olayları Piyanist’in gözünden gördüğümüz için pek de etkileyici olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü dediğim gibi, adam sürekli kaçıyor. Yani o dönemin vahşetine dair detay yok. Bu yüzden izlerken -bazı sahneler dışında- hiç bir şey hissetmedim. Hissettiğim tek şey; kızgınlık.
Kime olduğunu tahmin edersiniz sanıyorum? :D
Bu arada, filmin son sahnelerine doğru çalınan parça çok hoşuma gitmişti. Sanırım Debussy’di :))
NOT: “En İyi Uyarlama Senaryo” ödülü fazla kaçmış gibime geldi.

Piyanist (The Pianist)

Gönderen Konuşan Blog On 04:13
“Korkak bir Piyanist… Korkaklar asla sevilmez.” – Konuşan Blog
Film 3 dalda Oscar almış; En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo
Konumuz Nazi döneminde Yahudilere yapılan haksız muameleler. Bu dönemi yaşayan Piyanist’i hiç ama hiç sevmedim ben. Mücadeleci değil, bir korkak. Yoldaşlarına yardım etmeye korkarak kamptan kaçan bir Piyanist bu. Her ne yaşıyorsan yaşa ama asla kaçma. Hele seninle aynı şeyleri yaşayan insanları yarı yolda asla bırakma… Gel gör ki, adamımız bundan yana değil. Kendi canının derdine düşmüş.
Adrien Brody, bu korkak Piyanist’i ustalıkla canlandırmış. Aldığı ödülü sonuna kadar hak ediyor.
Lakin ben filmin genelini sevmedim çünkü fazla yavaş ve bazı sahneler bıktırıcı. Örneğin, Piyanist’in saklandığı ev. Burada, dışarda olup bitenleri yarı aralık perdenin arkasından izleyip duruyor ve biz kayda değer bir şey göremiyoruz. Zaten adamın korkak olması yeterince usandırıcı… Gerçek yaşantıdan olması filmi etkileyici kılıyor elbette ancak olayları Piyanist’in gözünden gördüğümüz için pek de etkileyici olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü dediğim gibi, adam sürekli kaçıyor. Yani o dönemin vahşetine dair detay yok. Bu yüzden izlerken -bazı sahneler dışında- hiç bir şey hissetmedim. Hissettiğim tek şey; kızgınlık.
Kime olduğunu tahmin edersiniz sanıyorum? :D
Bu arada, filmin son sahnelerine doğru çalınan parça çok hoşuma gitmişti. Sanırım Debussy’di :))
NOT: “En İyi Uyarlama Senaryo” ödülü fazla kaçmış gibime geldi.

0 Response to "Piyanist (The Pianist)"